26.1.1938 günü Sivas'a bağlı Şarkışla ilçesinde, Mahmud ve Feride Karabulut'un ilk çocukları olarak dünyaya geldi. Asıl adı Cumhur, şiirlerinde kullandığı adı (mahlas) Hüroğlu'dur.

İlkokulu bitirdikten sonra (o yıllarda ilçede ortaokul olmadığı için) baba mesleği olan ticareti (bakkallık) meslek olarak seçti; askere gidinceye kadar babasının yanında çalıştı.

Askere gidip döndükten sonra bir süre Şarkışla'da çeşitli işlerde çalıştı. 1970 yılında işçi olarak Almanya'ya gitti. 14 - 15 yıl çalıştıktan sonra yine memleketine döndü.

Şarkışla'lı ozan Sefil Selimi ile yakın arkadaş olup; Selimi gibi Çoban Babanın yetiştirdiği ozanlardandır.

Deyişlerinde insan sevgisi, nasihat ve tasavvuf konularını etkileyici bir anlatımla dile getiren, yerel şiveyi ustaca kullanan Aşık Hüroğlu yaşamını Şarkışla'da sürdürmektedir.

ŞİİRLERİNDEN ÖRNEKLER

- 1 -

BİLMECE

Dünyayı taşıyan sarı öküzün
Altından süt sağdım küleklerinen
Tarih bin dokuz yüz seksen dokuzun
Günlerini saydım dileklerinen
***

Ejderha devinen hamur yoğurdu
Huriler, periler iplik eğirdi
Dişi düşük, koca katır doğurdu
Sıpayı beledim beleklerinen
***

Yakın oldum talihimi yazana
Elimle günahım koydum mizana
Cehennemde kaynar kara kazana
Çok odun taşıdım şeleklerinen
***

Yoğurdumu yayıkladım yağ ettim
Nem varısa talan ettim dağıttım
Tahılımı değirmende öğüttüm
Ununu eledim eleklerinen.

Arı kovanına kaktım çomağı
Ahret için çok sarf ettim emeği
Cennet bahçesinde yedim yemeği
Sohbete oturdum meleklerinen
***

Dünyayı terkettim ahretten geçtim
Türlü Pazar kurdum sergiler açtım
Aşık Hüroğlu'yum mücevher saçtım
Alış-veriş ettim feleklerinen.

7.11.1989 ŞARKIŞLA

- 2 -

SOYAN SOYANA

Gezip bakıyorum çarşı pazara
Hırsınan birbirin soyan soyana
Sanki girmeyecek ahir mezara
Türlü vahşet ile kıyan kıyana
***

Biberci bibere talaş katıyor
Eğrilik, doğruya kafa tutuyor
Fesatlar sergide, fitne satıyor
Erlikten usanıp cayan cayana
***

Zorda medet bekler, varda yok sayar
Bazı hayal eder bazı hak sayar
Bugün bire bağlar yarın çok sayar
Düşü çeşit çeşit yoyan yoyana
***

Gittikçe çoğalır sapı silikler
Kesiliyor moda deyi belikler
Kimi döşün açar, kimi ilikler
Bayan ere benzer, erler bayana.

Hüroğlu irfanın talebesidir
Gayreti Hüda'nın galebesidir
Üstadı cihanın dil ebesidir
Körler köre bağlı ayan ayana.

1996 ŞARKIŞLA

- 3 -

KORKMA

Korkma ey arkadaş kudret elinin
Düzdüğünü insü melek bozamaz
Her aşığım diyen yar meydanında
Kalem çekip şöyle destan yazamaz
***

Adam olan adam kurbanın adar
Ölmeden önceden ölümü tadar
El elden üstündür ta arşa kadar
Amma ondan öte durur uzama

***

Ben bu davayınan kalırım billah
Ahdimde sadığım dönmezem vallah
Küffarın kalesin bozarsa Allah
Bütün dünya bir olsa da düzemez
***

Bire bin yetirir şehit toprağı
Dört mevsimde açar gülü yaprağı
Şan verir cihana bahçesi bağı
Düşman olan sinesinde gezemez
***

Uzatsam sözümü uzayıp gider
Bahçıvan bağını bezeyip gider
Dahasın der isem söz ayıp gider
Hüroğlu doğrudan şaşıp azamaz

1976 WUPERTAL

Dişi düşük: Dişleri dökülmüş. Yaşlı.
Şelek: Sırta bağlanıp taşınan yük.
Kaktım: Soktum.
Sergi: İşportacı tezgahı.
Belik: Saç örgüsü.